Zug kelimesi Türkçe'de "tren, hamle, çekme, hava akımı, çekiş, yudum, duman çekme" anlamına gelmektedir. Zug ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre Zug cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Der Zug kommt pünktlich um 10 Uhr an. 
Tren saat 10'da tam vaktinde geliyor.
Mit einem klugen Zug gewann er das Schachspiel.
Zekice bir hamleyle satranç oyununu kazandı.
Mach das Fenster zu, es zieht – ich spüre einen Zug.
Camı kapat, hava akımı var – cereyanı hissediyorum.
Der Zug kommt um 14 Uhr an.
Tren saat 14’te geliyor.
Ich fahre jeden Tag mit dem Zug zur Arbeit.
Her gün işe trenle gidiyorum.
Wir haben den letzten Zug verpasst.
Son treni kaçırdık.
Der Zug hatte zehn Minuten Verspätung.
Tren on dakika gecikmeli geldi.
Mach das Fenster zu, es zieht – ich spüre einen kalten Zug.
Camı kapat, cereyan yapıyor – soğuk bir hava akımı hissediyorum.
Du solltest keinen Zug abbekommen, sonst wirst du krank.
Cereyana maruz kalmamalısın, yoksa hasta olursun.
Das war ein kluger Zug im Schachspiel.
Bu satrançta akıllıca bir hamleydi.
Mit einem Zug trank er das Glas leer.
Tek nefeste bardağı bitirdi.
Ich nahm einen tiefen Zug aus der Zigarette.
Sigaradan derin bir nefes çektim.
Der Karnevalszug war dieses Jahr besonders bunt und laut.
Bu yılki karnaval geçidi özellikle renkli ve gürültülüydü.
Der Zug der Demonstranten bewegte sich langsam durch die Straßen.
Göstericilerin yürüyüşü yavaşça sokaklardan geçti.
Mit einem schnellen Zug öffnete er den Reißverschluss.
Fermuarı hızlı bir hamleyle açtı.
Der Motor hat einen starken Zug.
Motorun güçlü bir çekişi var.
Sie machte einen letzten Zug aus der Wasserpfeife und stand auf.
Nargileden son bir nefes aldı ve ayağa kalktı.
Sein letzter Zug im Spiel war entscheidend für den Sieg.
Oyundaki son hamlesi zafer için belirleyici oldu.