tragen kelimesi Türkçe'de "taşımak, giymek" anlamına gelmektedir. tragen ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre tragen cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Ich trage einen schweren Koffer.
Ağır bir bavul taşıyorum.
Sie trägt ein rotes Kleid.
O, kırmızı bir elbise giyiyor.
Wir tragen die Einkäufe nach Hause.
Alışveriş torbalarını eve taşıyoruz.
Ich trage das blaue T-Shirt
Mavi tişört giyiyorum
Ich trage eine schwere Tasche.
Ağır bir çanta taşıyorum.
Trägst du die Bücher für mich?
Kitapları benim için taşır mısın?
Sie trägt immer elegante Kleidung.
Her zaman şık kıyafetler giyer.
Er trägt Verantwortung für das Projekt.
Proje için sorumluluk taşıyor.
Das Kind trägt seine Spielsachen in die Schule.
Çocuk, oyuncaklarını okula taşıyor.
Ich trage oft meinen Lieblingsmantel im Winter.
Kışın sık sık en sevdiğim paltoyu giyerim.
Tragen Sie bitte die Kiste in den Keller.
Lütfen kutuyu bodruma taşıyın.
Er trägt das Paket vorsichtig.
Paketi dikkatlice taşıyor.
Wir tragen die Möbel ins neue Haus.
Mobilyaları yeni eve taşıyoruz.
Das Mädchen trägt eine rote Jacke.
Kız, kırmızı bir ceket giyiyor.
Sie tragen schwere Säcke zum LKW.
Kamyonete ağır çuvallar taşıyorlar.
Ich trage die Verantwortung für meine Entscheidungen.
Kararlarımın sorumluluğunu taşıyorum.
Die Arbeiter tragen die Steine zur Baustelle.
İşçiler taşları inşaat alanına taşıyor.
Er trägt den Hut nur bei besonderen Anlässen.
Şapkayı yalnızca özel durumlarda takar.
Trägst du die Last alleine?
Yükü tek başına mı taşıyorsun?