Suppe kelimesi Türkçe'de "çorba" anlamına gelmektedir. Suppe ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre Suppe cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Zum Mittagessen gibt es heute Suppe. 
Öğle yemeğinde bugün çorba var.
Meine Großmutter kocht die beste Suppe.
Büyükannem en iyi çorbayı yapar.
Ich esse gern heiße Suppe im Winter.
Kışın sıcak çorba içmeyi severim.
Ich esse gern Suppe.
Çorbayı severim.
Die Suppe ist heiß.
Çorba sıcak.
Möchtest du noch etwas Suppe?
Biraz daha çorba ister misin?
Die Suppe schmeckt salzig.
Çorba tuzlu tadında.
Ich habe heute Tomatensuppe gekocht.
Bugün domates çorbası pişirdim.
Die Suppe ist mir angebrannt.
Çorbayı yaktım.
Er isst jeden Abend eine Suppe.
Her akşam bir çorba içer.
Kannst du mir bitte die Suppe reichen?
Bana çorbayı uzatır mısın lütfen?
Sie hat eine Suppe mit viel Gemüse gemacht.
Bol sebzeli bir çorba yaptı.
Die Suppe wurde mit frischen Kräutern verfeinert.
Çorba taze otlarla zenginleştirildi.
Er hat sich die Suppe über das Hemd geschüttet.
Çorbayı gömleğinin üstüne döktü.
Diese Suppe erinnert mich an meine Kindheit.
Bu çorba bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Sie hat die Suppe versalzen.
Çorbayı fazla tuzladı.
Wer die Suppe einbrockt, muss sie auch auslöffeln.
Çorbayı kim yaptıysa, o içmeli. (atasözü)
Wir saßen in der Suppe, nachdem der Plan gescheitert war.
Plan başarısız olunca başımız belaya girdi. (mecaz)