Liebhaber kelimesi Türkçe'de "tutkun, hayran, sevgili, meraklı (bir şeye)" anlamına gelmektedir. Liebhaber ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre Liebhaber cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Er ist ein echter Kunstliebhaber. 
O, gerçek bir sanat tutkunudur.
Die Stadt ist ein Paradies für Weinliebhaber.
Bu şehir şarap meraklıları için bir cennet.
Sie traf sich heimlich mit ihrem Liebhaber.
Sevgilisiyle gizlice buluştu.
Er ist ein großer Liebhaber von italienischem Essen.
İtalyan yemeklerinin büyük bir hayranıdır.
Sie ist eine Liebhaberin alter Bücher.
Eski kitapların bir hayranıdır.
Der Künstler hat viele Liebhaber.
Sanatçının birçok hayranı var.
Mein Onkel ist ein echter Weinkenner und Liebhaber.
Amcam gerçek bir şarap uzmanı ve tutkunudur.
Der Liebhaber kam oft heimlich zu ihr.
Sevgilisi ona sık sık gizlice gelirdi.
Sie hatte einen geheimen Liebhaber.
Gizli bir sevgilisi vardı.
Viele Liebhaber klassischer Musik besuchen dieses Konzert.
Bu konseri birçok klasik müzik tutkunu ziyaret ediyor.
Er ist Liebhaber seltener Uhren.
Nadir saatlerin hayranıdır.
Ich bin ein großer Liebhaber guter Filme.
İyi filmlerin büyük bir hayranıyım.
Der Liebhaber schenkte ihr rote Rosen.
Sevgilisi ona kırmızı güller hediye etti.
Diese Ausstellung zieht viele Kunstliebhaber an.
Bu sergi birçok sanat tutkununu cezbediyor.
Sie ist eine wahre Liebhaberin der französischen Sprache.
Fransızca dilinin gerçek bir hayranıdır.
Ein echter Schokoladenliebhaber kann nicht widerstehen.
Gerçek bir çikolata tutkunu direnemez.
Die Liebhaber des Autosammlers waren beeindruckt.
Araba koleksiyoncusunun hayranları etkilendi.
Er ist nicht nur Sammler, sondern auch Liebhaber.
O sadece koleksiyoncu değil, aynı zamanda tutkun da.