heiß kelimesi Türkçe'de "sıcak, ateşli, acı (baharatlı), çok istenen" anlamına gelmektedir. heiß ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre heiß cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Heute ist es draußen sehr heiß. 
Bugün dışarısı çok sıcak.
Pass auf, der Kaffee ist noch heiß!
Dikkat et, kahve hâlâ sıcak!
Diese Suppe ist ziemlich heiß gewürzt.
Bu çorba oldukça baharatlı (acı).
Das ist eine heiße Spur für die Polizei.
Bu polis için çok önemli bir ipucu.
Er ist ein heiß begehrter Schauspieler.
O çok aranan bir oyuncu.
Der Kaffee ist noch heiß.
Kahve hâlâ sıcak.
Vorsicht, der Ofen ist sehr heiß!
Dikkat, fırın çok sıcak!
Im Sommer ist es in der Stadt oft heiß.
Yazın şehirde hava genellikle sıcaktır.
Heute wird es über 35 Grad heiß.
Bugün sıcaklık 35 derecenin üzerine çıkacak.
Sie liebt heiße Schokolade im Winter.
Kışın sıcak çikolatayı sever.
Ich habe mir die Zunge verbrannt – die Suppe war zu heiß.
Dilim yandı – çorba çok sıcaktı.
Das war ein heißes Fußballspiel!
Bu çok çekişmeli bir futbol maçıydı!
Zwischen den beiden herrscht eine heiße Diskussion.
İkisi arasında hararetli bir tartışma var.
Er ist ein heißer Kandidat für den ersten Platz.
Birincilik için güçlü bir aday.
Sie haben eine heiße Spur im Kriminalfall gefunden.
Suç vakasında sıcak bir iz buldular.
Der Motor ist heiß gelaufen.
Motor fazla ısındı.
Das Thema ist politisch sehr heiß.
Konu siyasi olarak oldukça hassas (gündemde).
Zwischen ihnen gab es eine heiße Liebesnacht.
Aralarında tutkulu bir gece yaşandı.
Das war ein heißer Sommertag mit über 40 Grad im Schatten.
Gölgede 40 derecenin üstünde olan sıcak bir yaz günüydü.
Er ist in der Szene ein heiß gehandelter Newcomer.
O, sahnede çok konuşulan yeni bir isim.