fremd kelimesi Türkçe'de "yabancı, bilinmeyen, alışılmamış" anlamına gelmektedir. fremd ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre fremd cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
In einem fremden Land zu leben ist nicht einfach. 
Yabancı bir ülkede yaşamak kolay değildir.
Das Gesicht kommt mir fremd vor.
Bu yüz bana yabancı geliyor.
Er spricht viele Sprachen, aber Deutsch ist ihm fremd.
Birçok dil konuşuyor ama Almanca ona yabancı.
Der Mann ist mir fremd.
Adam bana yabancı.
Ich bin neu hier und alles ist mir fremd.
Burada yeniyim ve her şey bana yabancı.
Sie spricht mit einem fremden Akzent.
Yabancı bir aksanla konuşuyor.
In einem fremden Land fühle ich mich manchmal unsicher.
Yabancı bir ülkede bazen kendimi güvensiz hissediyorum.
Wir helfen auch fremden Menschen.
Yabancı insanlara da yardım ediyoruz.
Das ist eine mir völlig fremde Idee.
Bu benim için tamamen yabancı bir fikir.
Ich fühle mich in dieser Stadt fremd.
Bu şehirde kendimi yabancı hissediyorum.
Er lebt in einer fremden Kultur.
Yabancı bir kültürde yaşıyor.
Du solltest keine fremden E-Mails öffnen.
Yabancı e-postaları açmamalısın.
Sie saß neben einem fremden Mann.
Yabancı bir adamın yanında oturdu.
Fremde Sprachen zu lernen, macht Spaß.
Yabancı diller öğrenmek eğlencelidir.
Man sollte offen für das Fremde sein.
İnsan yabancı olana açık olmalıdır.
In der neuen Firma war ihm alles fremd.
Yeni şirkette ona her şey yabancıydı.
Die Technologie war ihm völlig fremd.
Teknoloji ona tamamen yabancıydı.
Obwohl sie lange hier lebt, bleibt ihr vieles noch fremd.
Uzun zamandır burada yaşamasına rağmen hâlâ birçok şey ona yabancı kalıyor.