faul kelimesi Türkçe'de "tembel, çürük" anlamına gelmektedir. faul ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre faul cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Er ist zu faul, um sein Zimmer aufzuräumen. 
Odasını toplamak için çok tembel.
Die Banane ist schon faul.
Muz zaten çürümüş.
Sein Verhalten wird als faul beschrieben.
Davranışı tembel olarak tanımlanıyor.
Er ist sehr faul.
O çok tembel.
Ich war gestern den ganzen Tag faul.
Dün bütün gün tembeldim.
Sie ist heute zu faul zum Kochen.
Bugün yemek yapmaya çok tembel.
Der Schüler ist faul und macht keine Hausaufgaben.
Öğrenci tembel ve ödev yapmıyor.
Faul sein bringt dich nicht weiter.
Tembel olmak seni ileri götürmez.
Die Banane ist faul und ungenießbar.
Muz çürümüş ve yenilmez durumda.
Diese Äpfel sind faul geworden.
Bu elmalar çürümüş.
Er hat das faule Obst weggeworfen.
Çürük meyveyi çöpe attı.
Sein Verhalten war einfach nur faul.
Onun davranışı sadece tembeldi.
Nach dem langen Tag war ich zu faul, noch auszugehen.
Uzun bir günün ardından dışarı çıkmaya çok tembeldim.
Die Milch riecht faul.
Süt bozuk kokuyor.
Wenn der Fisch faul riecht, soll man ihn nicht essen.
Balık bozuk kokuyorsa, yenmemelidir.
Er ist nicht dumm, sondern nur faul.
O aptal değil, sadece tembel.
Faules Gemüse gehört nicht auf den Markt.
Çürük sebzeler pazara ait değildir.
Ihre Entschuldigung klang ziemlich faul.
Onun özrü oldukça sahte geldi.
In einem faulen System gedeiht keine Gerechtigkeit.
Çürük bir sistemde adalet gelişmez.