ausdrücken kelimesi Türkçe'de "ifade etmek, dile getirmek, sıkmak (örneğin limon)" anlamına gelmektedir. ausdrücken ile ilgili cümle örneklerini Almanca Türkçe olarak bulabilirsiniz. Almanca A1, A2, B1, B2, C1, C2 dil seviyelerine göre ausdrücken cümle örnekleri de yine burada verilmektedir.
Er kann seine Gefühle nur schwer ausdrücken. 
Duygularını ifade etmesi zor oluyor.
Ich möchte meine Meinung offen ausdrücken.
Fikrimi açıkça dile getirmek istiyorum.
Sie drückt den Saft aus der Orange aus.
Portakaldan suyu sıkıyor.
Ich möchte meine Gefühle ausdrücken.
Duygularımı ifade etmek istiyorum.
Kannst du dich bitte klar ausdrücken?
Lütfen kendini açık ifade edebilir misin?
Er drückt seine Meinung offen aus.
O, fikrini açıkça ifade ediyor.
Sie hat ihre Angst nicht ausdrücken können.
Korkusunu ifade edemedi.
Wir drücken unsere Dankbarkeit aus.
Minnettarlığımızı ifade ediyoruz.
Du musst lernen, dich besser auszudrücken.
Kendini daha iyi ifade etmeyi öğrenmelisin.
Die Kinder drücken ihre Freude mit einem Lächeln aus.
Çocuklar sevinçlerini bir gülümsemeyle ifade ediyor.
Ich habe meine Enttäuschung klar ausgedrückt.
Hayal kırıklığımı açıkça ifade ettim.
Man kann nicht alles mit Worten ausdrücken.
Her şeyi kelimelerle ifade edemezsin.
Er drückt eine Zitrone aus, um Saft zu machen.
Limonu sıkarak meyve suyu yapıyor.
Sie hat den Schwamm vollständig ausgedrückt.
Süngeri tamamen sıktı.
Die Künstlerin drückt sich durch ihre Bilder aus.
Sanatçı kendini resimleriyle ifade ediyor.
Manchmal ist es schwer, komplexe Gedanken klar auszudrücken.
Bazen karmaşık düşünceleri açıkça ifade etmek zordur.
Er hatte Mühe, seine Gefühle angemessen auszudrücken.
Duygularını uygun şekilde ifade etmekte zorlandı.
In ihrer Rede drückte sie tiefes Mitgefühl aus.
Konuşmasında derin bir empati ifade etti.